• ATEŞ NEDİR?NEDEN OLUR?

    ATEŞ NEDİR?

    Ateş; vücut ısısının 38°C’nin üstünde olması olarak tanımlanır. İnsan vücudu, ortam ısısı, enerji harcamaları ve enerji alımı gibi çeşitli değişkenlerin geniş dalgalanmalarına rağmen nispeten sabit bir ısının muhafaza edilmesi konusunda dikkate değer bir kabiliyete sahiptir.

    Vücut ısısını düzenleyen nöronlar ısıyı belli bir aralıkta tutmak için sırayla otonomik, endokrin ve davranışsal mekanizmalar üzerinde hareket edebilir. Bu ayar noktası yükseltildiğinde, ateş oluşur.

    NORMAL VÜCUT ISISI NE OLMALDIR?

    Normal, sağlıklı bir merkezi vücut ısısı 36-37.5°C aralığında korunur. Kan ısısı yükseldiğinde veya düştüğünde, düzenleyici tepkiler tetiklenir ve preoptik bölgedeki nöronlar, normal vücut ısısını düzenlemek için sinyal üretimini arttırır veya azaltır.

    BAŞLICA ATEŞ NEDENLERİ?,

    • Virüsler,
    • Bakteriyel enfeksiyonlar,
    • Kulak enfeksiyonu,
    • Soğuk algınlığı ve grip,
    • İdrar yolları enfeksiyonu,
    • Antibiyotikler ya da bazı ilaçların yan etkisi,
    • Güneş çarpması,
    • Aşılar,
    • Uyuşturucu kullanımı,
    • Bebeklerde diş çıkarma,
    • Gıda zehirlenmesi vb.

    ATEŞİN VÜCUDA ETKİLERİ?

    Ateşin, enfeksiyon ile savaşmada çok büyük rol oynar. Ancak savunma mekanizmasında aksilik olabilir. Ateşin ana savunma mekanizmasında rolü olsa bile bazen zararı daha fazla olabilmektedir. Yüksek ısı, bazı patojenlerin replikasyonu ve virülansına müdahale eder ve enfekte hastaların iyileşmesini hızlandırabilir.

    Aynı zamanda ateşin yararlı etkileri de vardır; bazı bakteri ve virüslerin üreme ve gelişimlerini durdurur. Antikor üretimine yardımcı olur ve böylece hem hücresel hem de humoral bağışıklığı güçlendirir. Ateş ayrıca hemoglobinin oksijene olan afinitesini azaltır ve dokulara oksijen verilmesini kolaylaştırabilir.

    ATEŞ NASIL DÜŞÜRÜLÜR?

    • Ateşli kişi serin bir ortamda tutulur.
    • Eklem yerlerine ıslak bez tedavisi yapılabilir.
    • Hafif giysiler giyilmelidir.
    • Üzeri örtülmemelidir.
    • Ateşli kişinin bol sıvı alınması sağlanmalıdır.
    • Vücut ısısı düşmüyorsa hekime başvurulmalıdır.

    TEDAVİLER

    Ateş, acil başvurularının sık nedenlerinden biridir. Ateş önemli bir klinik işarettir. Ateş yönetiminde ilk basamak sebebinin belirlenmesidir. Hasta rahatlığının arttırılması da ateş düşürmenin en önemli gerekçelerindendir. Yapılacak klinik muayene sonrası, belirlenen tedavi uygulanır.

  • ANNE SÜTÜ

    Anne sütü bileşiminin en önemli özelliği bebeğin yaşına ve durumuna uygun değişim göstermesidir. İçeriği bir anneden diğerine ve aynı annenin sütünde zamana göre değişkenlik göstermektedir. Anne sütünün miktarı ve besin içeriği; bebeğin doğduğu gebelik haftasına, bebeğin yaşına, gün içindeki zaman dilimine, emzirmenin başında veya sonunda olmasına göre değişir. Sütün besin içeriği bebeğin o andaki gereksinimlerine göre farklılık arzeder ve her anne bebeği için en uygun sütü üretir. Anne sütünün besinsel bileşenlerinin bir kısmı laktositlerde sentezlenirken, bir kısmı annenin diyeti yoluyla, bir kısmı da annenin depolarından temin edilir.

    ANNE SÜTÜNÜN AŞAMALARI

    Anne sütü 3 aşamadan oluşmaktadır.

    1. Kolostrum (Ağız sütü)
    2. Geçiş Sütü
    3. Olgun Süt

    Kolostrum sütü, doğumdan sonra ilk 4-5 gün anne tarafından yavruya verilen ilk süttür, diğer ismi ağız sütüdür. İçerdiği beta-karotenden dolayı sarı renkli olan kolostrum, doğumdan sonraki ilk günlerde salgılanır ve yenidoğanın gereksinimleri açısından büyük önem taşır. Kolostrumun olgun süte oranla enerji, yağ ve laktoz içeriği düşük; protein içeriği yüksektir. Ayrıca A ve E vitamini, beta-karoten, çinko ve eser elementle bakımından da zengindir.

    Geçiş sütünün, üretimi laktasyonun ilk haftasından sonra başlar ve doğum sonrası üçüncü hafta boyunca devam eder. Bu sütün immünoglobulin ve toplam protein içeriği kolostrumdakinden daha azdır, oysa laktoz, lipit, suda çözünür vitamin ve kalori içeriği daha fazladır. Üretilen süt hacmi, doğum sonrası ikinci haftanın sonunda 100-500 ml arasında artar.

    Olgun süt, diğer adıyla matür sütün içeriği emzirmenin başından sonuna doğru farklılık gösterir. Emzirmenin başında gelen süt, vitamin, protein ve sudan zengindir. Bu süte ön süt denir. Bebek sıvı ihtiyacının büyük bölümünü ön sütten karşılar. Öğünün sonunda salgılanan süte ise son süt denir. Son süt ön sütten daha beyaz görülür, çünkü yağdan zengindir ve bebeğin enerji ihtiyacının büyük bölümünü karşılar.

    ANNE SÜTÜNÜN İÇERİĞİ VE ÖZELLİKLERİ

    Emzirmenin yüksek olduğu dönemde, günde yaklaşık 1,5 litre süt oluşur (eğer annenin ikizleri varsa daha fazla olabilir). Anne sütünün bir litresinde yaklaşık 650-750 kcal bulunur. Bununla birlikte, sütün bileşimi ve kalori içeriği annenin diyetine ve memenin doluluk oranı gibi diğer faktörlere de bağlıdır.

    ANNE SÜTÜ İLE BESLENMENİN ÖNEMİ VE YARARLARI

    Anne sütü, bebeğin gereksinimi olan tüm besin maddelerini yeterli miktar ve kalitede içeren, mevcut bileşenleri bebeğin içinde bulunduğu dönemin ihtiyaçlarına göre farklılık gösteren ve çeşitli enfeksiyonlara karşı koruyucu özellikleriyle yegâne fizyolojik bebek besinidir. Her yenidoğan bireyin ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmesi, altı aydan sonra yeterli ve uygun gıdaların emzirmeye eklenerek beslenmeye devam edilmesi yaşamın ilk iki yılı açısından en ideal yöntemdir.

    ANNE SÜTÜ VE EMZİRME

    Sağlığın korunması ve geliştirilmesi, dengeli ve yeterli beslenme, sağlıklı büyüme ve gelişme, psikososyal gelişim ve ekonomik boyut açısından oldukça önemlidir. Bu özellikleri nedeniyle anne sütü biyopsikososyal özellikleriyle çok yönlü bir olgudur.

    Bebeğin anne sütü ile beslenmesinin anne sağlığı üzerinde birçok olumlu etkileri bulunmaktadır. Doğumdan sonra ilk bir saat içinde emzirmenin başlatılması, anne ile bebek arasında bağlanmayı güçlendirmekte, arka hipofizden oksitosin salınması sonucu annede kanama riskini düşürmektedir.